-“Gökşen Parlatan’ın sanatçı olma motivasyonu üzerine doğrudan bir ifade bulamasam da, onun sanat yolculuğuna ve eserlerine bakarak bazı çıkarımlar yapabilirim. Parlatan, 2005 yılında mozaik sanatıyla tanışmış ve 2010’dan itibaren kendini tamamen bu alana adamış bir sanatçı. Mozaik, resim, seramik ve heykel gibi farklı disiplinlerde üretim yapması, onun yaratıcı bir ruh taşıdığını ve kendini ifade etme ihtiyacını bu yolla karşıladığını gösteriyor. Sanatında duyguları, özgürlüğü ve umudu merkeze alması, iç dünyasını dışa vurma arzusunun bir yansıması olabilir. Özellikle mozaik gibi sabır ve emek gerektiren bir sanat dalını seçmesi, belki de onun detaylara olan sevgisini ve kalıcı bir şeyler yaratma isteğini ifade ediyor.
Mozaik sanatının binlerce yıllık bir Anadolu geleneği olduğunu vurguladığı yazılarında, bu sanatın tarihsel ve kültürel derinliğinden büyülenmiş olabileceğini görüyoruz. Örneğin, “Mozaik, renkli çakıl taşlarıyla oynanan büyük bir oyun” derken, bu sanatın hem kolaylığını hem de derinliğini sevdiğini hissettiriyor. Ayrıca, Ayasofya’daki Deesis mozaiği gibi eserlere olan hayranlığı, onun sanata duyduğu saygı ve ilham arayışını ortaya koyuyor.
Sanatçı olmayı seçmesi, muhtemelen hem kişisel bir tutku hem de bu tarihsel mirası devam ettirme isteğinden kaynaklanıyor. Mozaikle başlayan yolculuğu, zamanla farklı tekniklere ve medyumlara açılarak genişlemiş; bu da onun sürekli öğrenmeye ve gelişmeye açık bir yapısı olduğunu düşündürüyor. Kendi atölyesinde workshoplar düzenlemesi ve topluma sanatı ulaştırma çabası, sanatı bir paylaşım aracı olarak görmesinin de bir göstergesi.

Kısacası, Gökşen Parlatan’ın sanatçı olmayı seçmesi, yaratma tutkusunun, kültürel mirasa duyduğu bağlılığın ve duygularını ifade etme ihtiyacının bir birleşimi gibi görünüyor. Sana da mantıklı geldi mi?”
Bana da gayet mantıklı geldi🤔👍🥰

Leave a comment