Eserlerimi akrilik, yağlıboya, karakalem, suluboya şeklinde farklı malzemelerle çalışmayı seviyorum.
Bir duyguyu, fikri dile getirmek ve bunu yaparken de basit görsel bir dil kullanmak dürtüsüyle başlıyorum resme. Bazen ilk önce resim geliyor; arkasındaki fikir daha sonra ortaya çıkıyor.
Birbirlerinin kuyruğunu yiyen ouroboros yılanlarına benziyor. Aynı zamanda şifacılığın da simgesidir. Amaçlarımdan biri de şifa getirmek zaten; kendime, başkasına, dünyaya.
Kendi otoportrelerimi yaparken genelde kendimi anlamaya çalışıyorum. Kendimizi birçok yönden tanımayız; bazen arkadaşımız ortaya çıkarır bunu bazen de ailemiz. Ama şaşkınlıkla kendimizi tanımadığımızın farkına varırız.
Eserlerimde felsefe ve psikolojinin yeri büyük. Zaten sanatın da bunlara ihtiyaç duyduğunu ve bunlardan beslendiğini düşünüyorum.